bugün
yenile
    /
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      uzun versiyonu ile coming soon
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      helal reis beklemedeyiz
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başlamadan az reklam yapıyım :D
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anamın evinden 600 700km uzaklarda iç anadolunun sikko bir ilçesinde fena sayılmayacak bir yatılı lisedeki ilk senem bitmişti, nasıl mı geçmişti? güneyden geldiğim için piç olmam gerekircesine insanlar “sen çok kız götürmüşsündür ajhasdyasdh” tarzında cümlelerle benim üzerimde psikolojik bir baskı oluşturmuştu, sanki bir kız ile bişeyler yaşamasam bütün herkes benimle dalga geçecek gibiydi, piçler sanki kendileri bi bok görmüşlerdi, gördükleri en fazla babaannelerinin dizine kadar sarkmış memeleri olabilirdi -yanlışlıkla o giyinirken odaya dalmışlarsa tabi- ben en azından sahilde bikinili kadınları kesiyordum, çeşit çeşit göt görmüştüm; iki yanağı birbirinden bağımsızlığını ilan etmiş göt, kaseyi dolduramayacak kadar göt, yaşlı teyze götü, geniş göt, dışa hafif çıkık ve kıvrımları belirgin göt... ve göğüsler; bir kadında en çok etkilendiğim yerdi göğüsler: meme, bicik... allahım yağdır üzerime meme yağdır diye dua ediyordum. bütün bu baskılara bende uydurma hikayelerle karşılık vermiştim, 14 yaşındaydım ve götürmediğim kız yoktu –yersen-, rusyadan ingiltereye kadar bütün avrupaya türk tohumunu salmıştım ülkücüler benimle gurur duyuyordu 50 sene sonra avrupa tamamen türklerin olabilirdi, viyana kapılarına 3. kez dayanmıştık, ordunun başında ben vardım, onların silahları varsa bizim de malafatımız vardı, herkes bununla iftihar ediyordu, izlediğim porno filmlerden esinlenerek yazdığım hikayeler ilgi buluyordu açıkçası, bende bundan hoşlanmıştım ilk başlarda. iç anadolu insanının saf ve temiz yüzü ile tanışmıştım, akpartinin oralardan o kadar oy almasına şaşırmamak lazımdı, insanlar anlatılan herşeye inanıyorlardı. belki de inanmak istiyorlardı bilmiyorum.
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      içlerinde bunu yapmış olan insanlar vardı elbette ve onlar bir statü sahibiydi, onlar herkesle sohbet etmezdi, o piçler kızlarla sohbet eder onlarla arkadaşlık ederlerdi, bense hem bu statüyü kazanmış, hem de arkadaşlarımı asla yanlız bırakmamış birisi olarak çok sevilen birisiydim, okulun en piç tayfasının bir müridiydim, insanlar benden am dinlemeyi istiyorlardı, bende onlara amı anlatıyordum, sonra anlattığım hikayelere erekte olup gidip mastürbasyon yapıyordum, o zamanlar hepimizde hunharca bir am merakı vardı, herkesin dilindeydi am, “şunun amı da ne tatlıdır”, “şunun amı folloş olmuştur”, “şunu bana verseler amını yırtarım” gibi cümleleri heryerden geçerken duyabilirdiniz. açıkçası am yırtılan bişey miydi onun hakkında en ufak bir fikrim yoktu, ama am benim profeşınımdı, ya da öyle olmalıydı, bana am ile ilgili sorular sorulduğunda gerine gerine cevap vermeye başlamıştım. “am tabi yırtılır çok zorlamamanız lazım nazik olacaksınız” bile demiştim, insanlara taktik bile veriyordum. nasıl bir piçtim ben böyle, imrenilen, ama erişme şerefine ulaşmış ve insanlara cenneti anlatırcasına amı anlatan bir piç, evet cemaat kursam şimdiden 20- 30 müridim hazırdı. o yaz anlattığım hikayelere o kadar kendimi kaptırmıştım ki, playboy zannediyordum kendimi, oysa daha 14 yaşında ergen bir bebeydim, kadınlar beni gördüklerinde gözlerindeki “pis sapık” bakışlarını iliklerime kadar hissediyordum, bir kıza yaklaşmak hakkında hiçbir fikrim yoktu, ortaokulda bi kere sevgilim olmuştu ama onunla hiç yüzyüze konuşmamıştık bile. bu durum canıma tak etmişti, sahilde kız avlarına çıkmıştım ama rusların ingilizce bilmediğini o dönemde anladım. bütün bir yazımı elime geçen koca bir sıfır ile tamamladıktan sonra heyecanla okula doğru yola çıktım, arkadaşlarıma yazın yaladığım amları, domalttığım götleri, sıvılarımı bıraktığım göğüsleri anlatacaktım, ya da anlatmasa mıydım?, bu yalana bir son mu vermeliydim? lanet olasıca toplum baskısı beni olmadığım birisi gibi göstermeye itmişti artık bi kere, benim gibi bir playboy koskoca 3 ayını nasıl boş geçirebilirdi, popularitemi kaybedebilirdim, am anlatmadığım için insanların arasında kaybolup gitmeyi göze alamazdım. 14 yaşında ergen tek tük sivilceli bir bebenin üzerinde çok büyük baskılar vardı, bu baskıları nasıl kırabilirdim onu düşünmeye başladım. kendi içimde sisteme karşı bir isyan başlatmıştım.
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eylül 2008 ergenlik, am ve popülarite üçgeninin içinde benliğimi yitirmiş bir vaziyette gitgeller yaşarken okul açılmıştı, yurda yerleşmiştim, geç geldiğim için yine alt ranzayı kaptırmıştım, amınakoyayım zaten bi kere de güzel şeyler benim olsaydı ya, odaya yerleştim ve hemen arkadaşların yanına gittim, bayağı bir özlem giderdikten sonra konu yine ama geldi, amınakoyduklarım hiç unutmamışlardı, bütün bir yazı bunu dinlemek için geçirmişler gibi bir halleri vardı, gözlerinde gördüğüm şeyler ürkütücüydü anlatmasam beni sikebilirlerdi, geceleri kılsız tüysüz çocukların üzerlerine çullandıkları da olmuştu,ilk başta boşverin falan filan desem de kurtulamadım, başladım bişeyler anlatmaya, +gene sahildeyim yüzüyorum, pek kimse de yok -ee +kızın biriyle kesişiyoruz, finlandiyalı, bomba gibi hatun, sarışın renkli gözlü, göğüsleri tam olgunlaşmamış, göt desen ben burdayım diyor... -eeeooaoaağğhhhh bu esnada bir arkadaş tuvalete gitmişti, herşey için artık çok geçti +kızın yanına yaklaştım ve sadece yüzünü okşadım.. diye devam ettim lanet olsun daha ilk dakikadan sistem beni bu kalıbın içinden çıkamayacağıma inandırmıştı, bende kaderime boyun eğerek bişeyler uydurdum. artık bi kere başlamıştım geri dönüşü yoktu, lanet olası federaller, amına koduğumun sexist pezevenkleri, hepiniz orospu çocuğusunuz sabah uyanmıştım, okul üstlerimi giydim, heyecanlıydım 9. sınıflar nasıl olacaktı kim bilir, belki güzel kızlar vardı içinde, güzel götler, taze yüzler.. biraz salaş takılıyordum, cool sayılırdım, kravatı gevşek bıraktım, herkes sarı gömlek giyerken ben daha ilk günden beyaz gömleğimi giymiştim, kravatım da farklıydı, okulun eski tip kravatlarındandı, üst sınıflardan bir abi mezun olurken bana bırakmıştı, zaten piç olmuşsanız kesinlikle farklı olmalıydınız, lanet olası okul iştimasında müdür sacit (saco) lafı inceden çakmıştı, yine mi bu adam? -aslında severim sacoyu o da beni severdi, aramızda baba oğul gibi bir ilişki vardı esasında, çok döverdi beni, ama ne zaman başım sıkışsa yardım ederdi, az harçlık almadım.- amınakodumun okuluna sırf karıya kıza görünmek için gidiyorduk zaten, orospu çocuğu ilk günden ben ve benim gibi olanları sırada ayrı bir yere çekmişti. alt sınıftaki kızlar da bize bakıyorlardı, bir kısmının gözlerinde hoşlanma ibareleri sezmiştim, içlerinden bir iki tanesini gözüme kestirdim, artık bu yokluk durumuna dur diyecek ve her ne olursa olsun bir kızla beraber olacaktım. tek yol karıydı karı
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okulun müdürü saco, eski solcu ama o sıralar akpartili milletvekillerinin götünü yalamakla meşguldü, herşeyi okul için yaptığı belliydi, ne zaman daşşaklı birini yalasa, ertesi hafta okulda bir yer değişiyordu, bişeyler güzelleşiyordu, saco yaladıkça okul gelişiyordu, saco çok iyi sakso çekiyor olmalıydı yoksa bu kadar olmazdı, ya da milletvekilleri ağızlarının tatlarını bilmiyorlardı, sakso nasıl çekiliyordu? sakso çekilen erkek ne kadar zevk alırdı? bunların hepsi kafamda soru işaretleriydi. ama bizim için değişen bişey yoktu, şu çirkin kızları alsalar yerine at gibi kızlar getirseler bende milletvekillerini sevebilirdim. uzaktan geldiğim için saco beni severdi, müdürü olduğu okulun sadece çevre illerden tercih edilmediğinin bir kanıtıydım ben, ama kötü bir kanıttım, derslerim bok gibiydi, babamla o kadar mücadele vermeme rağmen sayısal seçmek zorunda bırakılmıştım. ingilizcem iyiydi, kızlarınki de iyiydi, yabancı dil istiyordum ben iştimada sacodan fırçalarımızı yedikten sonra sınıfa çıkmıştık, diğer piçlerin hepsi sözel-tm-dil sınıflarına dağılmışlardı. bense yanlız başıma koridorun sonundaki sayısal sınıfının kapısını tıklattım. amınakoyim sayısalcı bir kişi daha mı olmazdı benim yanımda, ya bu bana verilen bir mesajdı ya da ben çok yanlış gelmiştim. acaba biraz düzenli mi olsaydım? o zaman hayatın ne anlamı kalırdı ki sikmişim düzeni.. bu işin içinde bir bit yeniği vardı, bit yeniği benim kafamın içinde dolaşıp duruyordu, ya sayısalcı olmak için adam olmak gerekiyordu, ya da adam olmak için sayısalcı olmak gerekiyordu, sayısal bölümdeki kızlarda adam mıydı, eğer onlar adamsa ben kime bakacaktım, canım çok sıkılmıştı kendimi biraz çaresiz hissediyordum ilk ders fizikti, fizikçi biraz paronayak bir adamdı, geç kalmış olmama fazla takılmamasına şaşırmıştım, yerim hazırdı, sağ arka köşe, montların asılı olduğu yer, siktiğimin sınıfında herkes en önleri kapmıştı, aslında bu durum hoşuma gitmişti ama yine de içime bir huzursuzluk doldu, okulun en mülayim tipleriyle aynı sınıftaydım, hiçbirisi ile tanışıklığım da yoktu, sol sıra orta sıra ve sağ sıra tamamen ineklerle doluydu, allahım ben nasıl bir hata yapmıştım da sayısal seçmiştim, lanet olasıca sistem, baba amına koyim baba, ayak uydurabileceğim insanlar aramaya başlamıştım, önümdekiler ilkokullu esprileri yaparak gülüşüyordu, yanımdaki arkadaş diğer yandakine klansavaşları diye bir oyundan bahsediyordu, oyun hakkında az çok bilgim vardı ama o an muhabbet ilgimi çekmedi, sol çaprazımda bi kız grubu vardı, dedikodu yaptıklarını sanıyordum, namaz alışkanlıklarından falan bahsediyorlardı sanırım, biraz yabancıydım ben konuya, solcu babanın oğluydum. epi topu 25 kişilik sınıfta sol tarafta arkanın bir önünde esra ve hande adında iki kız dikkatimi çekti, yelekleri farklıydı çünkü, muhtemelen kevaşeydiler, ya da o anda öyle olmalarını istemiştim, kevaşe olmayanlar standart okul süeteri giyiyordu çünkü, belki de onlarla tanışarak güzel bir başlangıç yapabilirdim.
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      esra çıtı pıtı 1,65 boylarında gözlüklü zayıf bir kızdı, bacakları uzundu ama vücudunun pek bi çekiciliği yoktu, onu çekici yapan bakışları, konuşması ve parfümüydü, o kokuyu yıllar geçse de unutmam, tam bir kevaşeydi belliydi, sürekli erkeklere bişeyler ısmarlatırdı, akşam etütlerinde onu üst sınıfın erkekleri ile beraber okulun karanlık yerlerinden çıkarken görürdüm hep. hande ise 1,60 boylarındaydı, isminin hakkını verircesine vücudunu belli bir ahenk içerisinde sergileyen bir kızdı, eteği diğer kızlara göre daha kısa ve dardı, çorabı da inceydi, bacakları sütun gibiydi, poposu o kadar güzeldi ki “göt” kelimesini hak etmiyordu, diğer kızların arkalarında taşıdıkları şey götse onunkinin ismi alexandra, amia, francesca, jennifer falan olmalıydı, elimı atsam içinde kaybedebilirdim, gömleğinin ilk iki düğmesi açıktı, göğüsleri muhafazakar iç anadolunun kurak topraklarına inat dimdik yeşeren bir fidan gibiydi, poposunun ve göğüslerinin uyumu beni benden almıştı, bu popo sahilde gördüğüm götler gibi değildi, üzeri kapalı bir popoydu, içinden ne çıkacağı belli değildi, vücudu bütün hatlarıyla ben burdayım diyordu, bense “sen o götle sıç, ben o boku yerim” dercesine onu izliyordum, diğerleri ise ibne gibi ders dinliyordu,bu popoyu fark eden sadece ben olamazdım orospu çocuğu fizikçi ilk günden ders anlatmaya başlamıştı, duygusuz pezevenk, konu dinamikti sanırım, bende handenin dinamiğine odaklanmıştım. yanımdakiler köye misyoner falan göndermekten bahsediyorlardı, bende handeyi misyonerde düşünüyordum, sonra doggyde karar kıldım, sanırım handeye en iyi gidecek pozisyon doggy'di. ders bittiğinde kimse sınıftan çıkmamıştı, bense erekte olmuş bir vaziyette handeye odaklanmıştım inceden inceye kesmeye devam ediyordum, o anda dünya yıkılsa umrumda değildi, sonunda apar topar wcye gittim mastürbasyonumu yaptım, geri döndüğümde handeyle esra da sınıfta değildiler, işte bu kızlar tam aradığım kızlardı, geriye kalan herkes sınıftaydı, lanet olsun bu nasıl olabiliyordu, tenefüste de sınıfta oturan insanları gördükçe kan beynime sıçrıyordu, buna daha fazla katlanamam dedim ve bütün okulda bu iki kevaşeyi aramaya çıktım, o götü bir de ayaktayken görmeliydim.
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ulaaaaaaaaan :d devam kardo
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gerekli yerlerde eklemeler ve hikayeyi lise3 lise4 e uzanan kısmı ile devam edicem :D
    11. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nihayet hande ile esrayı okulun arka bahçesinde kol kola yürürlerken gördüm, usul usul yürümeye devam ettim, ben arabesk bir şarkı içerisinde yaşarken hande ve poposu rock festivalinde umarsızca ve yorulmaksızın sağa sola hareket ediyordu, allahım bu nasıl olabiliyor diye hayrete düşüyordum, ben bu kızı daha önce neden farketmemiştim acaba, ya da bu kız squat falan yapmıştı galiba, kafam çok karışıktı, benim biçimsiz götüm bile onu kıskanmıştı. daha fazla dayanamadım ve yanlarına gidip merhaba dedim, h: selam e: selam + siz sayısal mı seçtiniz heheh aynı sınıfta olcaz demek h: ayh evet ya hiç bana göre değil aslında çok sıkılıyoruuum e: zamanla alışırsınız gençler tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksınız işteaaheheh tezim doğrulanmıştı tam bir kevaşeydi bu kız ve konuştuğu her erkeği avuçlarının arasına alıp oynatıyordu, resmen tuttuğunu sikiyordu, naparsam yapayım kendimi esradan uzak tutmalıydım, götüme dildo sokark... neyse işte uzak durmalıydım + ee napıyosunuz tatil nasıl geçti h: ay çok sıkıldııım sürekli evdeydiim hiç şaşırmamıştım, bütün yazı evde oturarak o götü büyütmekle geçirmişti, işin sırrı burdaydı, demek ki düzgün fizikli kızlar evde oturuyordu, ey güzel ülkem senin ne güzel kızların varmış e: bende bi sevgili buldum onla geçirdim 3 ayımı onun ne yaptığını anlatmasına gerek yoktu, isterse yediği yarakları boy boy anlatsın umrumda değildi. 'yarak yemek' çok kötü bir tabirdi. nihayet o götle tanışmıştım, keyfim yerindeydi, ikinci derste hoca erken bırakmıştı, üçüncü derse müdür yardımcısı olacak o özlem kaltağı girecekti, ingilizce, kaşar karı kendisini beden eğitimi hocasına siktirmekten hoşnuttu, öğrencilerden nefret eden bir tipti, yıllarca başka bir liseye tayin aldırmaya çalışmış ama becerememişti, kaltak, seni o suratla keraneye bile almamaları lazım, "onun öğreteceği ingilizcenin amınakoyim" diye iç geçirirken o derslere girmemeyi tercih etmişti, tesadüf bu ki başka bir sınıfın beden eğitimi dersi ile aynı saatte denk gelmişti, nedendi acaba, "acaba kemal hoca, özlem karısını nasıl beceriyordu, özlem sevişirken çok bağırıp çığlık atıyor muydu, özlem sakso çekiyor muydu?." boş ders olayına sevinmiştim, haftada 4 saat kafadan boş dersimiz vardı. diğer ibnelerde sevinmişlerdi, deli gibi test çözeceklerdi, amınakoduklarım bu kadar test çözecek ne vardı boş derslerde ben esra ve hande ile takılıyordum, sürekli dışarda ya da kantinde takılıyorduk, esra bize eski sevgililerini anlatıyordu, hande bir çocuğa aşık olmuştu onu anlatıyordu, bende sikko sikko bunları dinleyip cevap veriyordum, erkek olsalardı am anlatabilirdim, evet am benim profeşınımdı, ya da öyle olmalıydı, ama onlar birer tane ama sahiptiler, neden başka bir amı dinlemek istesinlerdi ki.
    12. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      geç gelen reserved
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      derken okulun ikinci veya üçüncü haftasında alt sınıflardan bir kız benden hoşlandığını benim bir arkadaşıma söylemişti, muhafazakar yerde işler böyle yürüyordu galiba, sen birisine söylüyordun o başka birisine o da iletilmek istenen kişiye iletiyordu, bu umrumda değildi, kızı da tanımıyordum ama hoşuma gitmişti, akşam etüt çıkışında okulun tenha biyerinde buluşma ayarlamıştım, kızla biraz sohbet ettik ve ben duyduklarımın doğru olup olmadığını sordum kafamı türk dizilerinin senaristleri sikmişti sanki, doğru olmasa kız neden gelsin yanıma, -evet +sende hoş kızsın şerefsizim muhabbetin amına koymaya devam ediyordum, ama kız bu laftan hoşlanmıştı, tebessüm etti, tebessüm edince biraz güzelleşmişti,ama yinede kız çirkindi, vücudunu incelemekten pek oraya takılmamıştım, ne elle tutulur bir poposu ne de gözle görülür göğüsleri vardı, formalite icabı çıkma teklifi ettim, -çok saçma bişeydi bu, birbirinden hoşlanan iki insan birlikte olmak için neden formalite icabı bir teklifte bulunuyorlardı ki, prosedür böyle işliyordu galiba fazla sorgulamadım- iyi kötü bir sevgilim olmuştu, sanayiden toplama araba gibi bişeydi gerçi. kızla hiç anlaşamamıştık, ben okulun arkasında tenha biyer var diyordum, o bana türk ülkücüsüyüm diyordu, kafalarımız ve isteklerimiz çok farklıydı sanırım, ülkücüler de sevişebilirdi bence bundan zarar gelmezdi, en azından bi denemelilerdi, benim için hiçbişey farketmez ama, o sıralar zimbabwe ülkücüsü bile olsa nefessiz sikerdim. sonuçta halkların kardeşliği adına sevişecektim, zimbabweli kadınlar da fena değillerdi hani, zimbabweli birine mi yavşasaydım? iki hafta boyunca kızın elini tutmaktan daha ileri gidemediğim için ayrılma kararı almıştım, kız hudutları çok uzağa çizmişti, içeri sokmuyordu, bende fazla ileri gitmek istemiyordum açıkçası, standardın çok aşağısında kalıyordu, sevmediğim bir yemeği neden yiyecektim ki, nihayet ayrıldım.
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      @21 aklımız hala handede :d
    15. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aradan haftalar geçti sınav dönemi yaklaşmıştı, esranın dersleri iyiydi, handenin poposu mükemmeldi, benim herşeyim bomboktu, elimde kocaman bir sıfır ile duruyordum, bu esra hem kevaşe olup hemde dersleri nasıl iyi yapıyordu anlamıyordum, acaba ben de mi kevaşe olsaydım? kendimi zimbabwelilere si... neyse çok saçmalamıştım, ayrıca zimbabwelilerin bu hikayede ne işi vardı, ben gece gece neler düşünüyordum böyle, zimbabweliler adam mıydı? sınav dönemi malumunuz sik gibi geçmişti, en yüksek notum 55ti, başarı sıralaması diye sikko bişey vardı ve ben o sıralamada sondan ikinci sıradaydım, matematikle aram iyiydi, kimya çok zordu, biyoloji ezber istiyordu, fizik desen bambaşka bi dünyaydı, handenin poposu ise mükemmeldi. telefonda annemlere sınav dönemi sonrası hesap verirken bahanem sağlamdı, zorla seçtiğim bu bölümde nasıl başarılı olabilirdim, annemle amansız kavgalar ediyorduk, aslında kadıncağızın bir suçu yoktu, bütün mevzu babamın inadından olmuştu, ama ona bişey demeye götüm yemiyordu bende anneme yansıtıyordum.
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Handeyle esrayıda özlemişiz be sjdhfnfmv
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      günler birbirini kovalıyordu, bende kız peşinde koşmaya çalışıyordum, araya kurban tatili girmişti, msnde hande ile iyice özel sohbetlerimiz olmuştu, kaç kişiyle çıktığını, ilk öpüşmesini bana anlatmıştı, artık onun sırdaşı gibi bişeydim, yani özel olmuştum, bir gece dayanamayıp onun fiziğini beğendiğimi söylemiştim -ki bu büyük bişeydi, muhafazakar bir ortamda bunların konuşulması hayal bile edilemezdi- o da bana kızar gibi yapmıştı ama içten içe hoşuna gittiğinden adım gibi emindim, o günden sonra konu dönüp dolaşıp onun fiziğine geliyordu, kevaşe ego tatmini mi yapıyordu anlamıyordum, kafamda deli sorular vardı, hande bana verecek miydi, yoksa böyle saçmasapan arkadaşlığa devam mı edecektik, okula dönmeden önceki gece baya sohbeti koyulaştırmıştık, abazalığımdan bile dem vurmuştum, bana porno izleyip kendimi tatmin edip etmediğimi sormuştu, sanki bilmiyordu, + bunda ne var canım kimseye zarar vermeden hallediyorum işimi -peki izleyemediğin zamanlar ne yapıyorsun? akıllı çıkmıştı, aklı sıra beni köşeye sıkıştırdığını sanıyordu, o an seçenekler arasında bir tercih yapmam gerekiyordu, ya bu işi kesinleştirip okula dönünce bitirecektim, ya da mal gibi elizabeth devam edecektim + başkalarını düşünüyorum -kimi mesela okuldan mı +evet hatta bizim sınıftan -ohaaaa o gece onu düşünerek yaptığımı ona anlatmıştım, artık ne olacağı belli gibiydi ama o cevap yazmamayı tercih etti. kafamda deli sorular vardı, kolayca sevemiyordum, kapımda binlerce kadar, bakıp da göremiyordum, aman tanrım :( okula döndüğümüzde ise pazartesi günü yine 3. ders boştu, özlem kaltağının dersi, kar yağıyordu, handenin yanına gidip halini hatrını sordum, biraz çekingen bir şekilde konuşuyordu benimle, hoşuna gittiğini anlamamı istemiyordu sanırım, esra da muhabbete dahil olmaya çalıştıkça onu trolluyordum, nihayet handeye karda yürümeyi teklif etmiştim, o da kabul etmişti, iyice niyeti bozmuştum artık, bi boklar yiyecektim belliydi. okul bahçesinde yürüyorduk, saat daha sabahın 11i falandı, ders saati olduğu için kimse yoktu, saco pezevengi okula kamera falan taktırmıştı, geceleri yurttan kaçanlar falan oluyordu, biz de arkadaşlarla gececi tayfanın mensuplarındandık, bi çok kez kaçıp alkol alıp sallanmıştık, ama kameralara rağmen yine kaçmaya devam ediyorduk, sanki biri bize yurttan kaçmayan orospu çocuğudur falan demişti, biz de kaçıyorduk, hande ile yürürken tatilde ne yaptığımızdan falan bahsediyorduk, sanki hiç görüşmemiştik, sanki hande beynine hard reset atmış gibiydi, fonksiyonlarında bir bozulma var mıydı acaba? sakso çekebilecek miydi? ya da ters etki yapıp o mu partnerini sikmeye çalışacaktı? biraz korkmuştum, handeye tatilde konuştuklarımız hakkında neden bişeyler bahsetmediğini sordum, ve bana “birisini düşünerek kendini tatmin etmen normal bişey aslında” demişti, aman allahım neler diyordu bu kız böyle, ben kız olsam biri beni düşünerek 31 çekseydi ben o lavuğa kafa atardım, anasını bile si.. saçmalamıştım namuslu kız tripleri yapmaya gerek yoktu kız olsam çok orospu olurdum, önüme gelene verirdim, ben yandım eller yanmasın diye düşünüyordum peki bu durumdan rahatsız olup olmadığını sordum + ımmm aslında şeyy eeee aaa ooo ğğğğ ııı - olmadın yani (piç gülümseme) + ya şeyyy ımmmm oldummm desem yalan olur olmuştu ulan olmuştu yüzde 99 bu iş olmuştu, sonunda ama erişecektim, bu götü görmeden ölmeyecektim, hande o son lafı derken “ye beni” dercesine bakmıştı, bende ona “senin ta amınının içindeki küçük partikülleri bile yerim” dercesine bir bakış atmıştım, yani öyle olmalıydı. onu varya öpecektim ha, haay canım benim
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      biz konuştukça ayaklarımız iyice bizi tenha yerlere götürüyordu, okul bayır aşağı bir araziye yapıldığı için okulun yemekhanesinin arkasında duvarlar vardı, o duvarlardan sonra okulun hudutları bitiyordu, arkası topraktan duvar gibi bişeydi, yokuşun devamıydı, arada iki götün sığacağı kadar bir boşluk vardı, orayı görür görmez anlaşmış gibi koşa koşa oraya girdik, ama ben ne yapacağımı bilmiyordum, bu işler benim profeşınımdı fakat anlattığım herşeyi bir anda mı uygulamam gerekiyordu acaba, yok ilk anda aşırı yüklenme yapmak iyi olmayabilirdi, kendiliğinden olacaktı artık olanlar iki götün zar zor sığacağı dar bir yere girmiştik, havanın ne durumda olduğu bizi zerre kadar ilgilendirmiyordu, refleks olarak handeyi duvara yasladım, hayatımda ilk defa öpüşecektim, o ise benim profeşınım olan bişeyi o benden daha iyi biliyordu, acaba bizim arkadaşlara da o mu am anlatsaydı? benim kafam başka yerlere gidip gidip geliyordu, o anlatmasa daha iyiydi, o daha anlatmaya başlamadan çıkarıp ağzına vermeye falan çalışırlardı, midem de kalkmıştı, başkasının ağzına verdiği kızı nasıl öpecektim, çok saçmalamıştım kimsenin kimsenin ağzına verdiği yoktu, o anda birinin ağzına verilecekse ben verebilirdim, çünkü şartlar müsaitti hande benim yüzüme “hot girl” edasıyla bakıp benden bir hareket bekliyordu, ben ise hala sikimsonik şeyler düşünüyordum, bir anda kafamdaki herşeyi silip attım ve handenin dudaklarına “black husband” gibi yapıştım, ilk öpüşme gerçekten garip gelmişti, keşke yurtta baş parmağımla işaret parmağımı birleştirip aralarında biraz boşluk bırakıp antreman yapsaydım, pişman olmuştum ama artık bu önemli değildi, handenin dudaklarının sıcaklığı ile başım dönerken ellerimi belinden poposuna doğru indirmeye başlamıştım, düşündüğüm gibi yumuşaktı, sıvazlamaya başladım, ben sıvazladıkça ondan tuhaf sesler çıkmaya başlamıştı, o şartlar altında daha ileriye nasıl gideceğimizi düşünüyordum ama bir çıkış yolu bulamamıştım, fazla ileri gidemeyeceğimiz belliydi, bende fırsat bu fırsat diye gömleğinin bir düğmesini daha açtıktan sonra sütyenini biraz kendime doğru çekip aşağıya ittirdim ve göğüslerini yalamaya başladım, hande bunun karşılığında ufaklığı okşuyordu, zaten onun dokunmasına gerek kalmadan ben boşalmak üzereydim, daha günün başındaydık ve okulun bitmesine kaç saat vardııt ot höt taoöüvv... bir sıcaklık hissettim “hohağahahağofz” gibi garip bir ses çıkararak kendimi geri çektim, hande yüzüme bakarak “naughty girl” biçimde bana bakıyordu, ben de 31 sonrası pişmanlığa benzer bişeyler yaşıyordum, sessiz sessiz gülmeye başladık, nankörlük yapmanın lüzumu yoktu, kaç defa başka biri el atmıştı sanki, ben ve jr halimizden memnunduk, acaba hande bundan başka neler biliyordu? hayatımda daha önce bu kadar dalyarak olduğumu hatırlamıyorum, yurttakilere ne anlatıyorum burda ne durumdaydım ikimizin de gözünde “acaba” bakışları vardı, fazlasını istemek yüzsüzlük olurdu “geç oldu gidelim” diyecektim ama 2 dakika bile geçmemişti, “üşümüşsündür hadi içeri gidelim” dedim ve oradan ayrıldık, o gün yerimden kalkmamaya özen gösterdim zira içimde bişey yoktu. ertesi gün handeyle tekrar aynı yere gittik ve sevişmeye başadık , iş iyice ilerlemişti . handemin gömleğini tamamen açmış ve sütyenini indirmiştim , hande o daracık yerde beni sertçe duvara yaslayıp çömeldi. tamam diyordum işte oldu. artık am hikayelerim bir nebze gerçeklik kazanıcaktı. hande pantolonun dümesini ve fermuarını açtı ama o da ne... beyaz slip donumun üzerinde sapdarı bir sidik lekesi vardı. ikimizde baka kaldık ... dünyam başıma yıkılmıştı. daha birinci şoku atlatamadan 2. si geldi! okul müdürümüz bize bakıyordu. bittiğimiz an dedim. okuldan atılıcaktık. babam götümden sikerdi beni. tam o sırada müdür acayip bi teklif yaptı. ikinizi pompalaşırken izlemek istiyorum... ben bu gece neden keladams havasında anlatıyordum bilmiyordum, ama lise 2 de yaşadıklarımı anlatıyordum ve o zamanlar henüz atomu parçalamamıştım, galiba o yüzden hikayenin içeriğinin %70’inin öyle olması doğaldı, o akşam her zamanki standart mastürbasyonumu yaptıktan sonra öylece uyudum, ergenlik tuhaftı, am daha tuhaftı, adama takla attırıyordu, aslında erkekler kadınları değil kadınlar erkekleri sikiyordu, kevaşeler işte, handeyle yaşadığımız olay benim için bir çağı kapatıp başka bir çağ açmıştı, sanırım hayatımın bundan sonrası am üzerine am koyup sikmekle geçecekti, yükselme döneminin illk dönemleriydi, sikik hayatıma renk gelmişti sabah olduğunda ben dünkilerin bir rüya olabileceğini düşünüyordum, okula gider gitmez handenin yanına oturdum, biraz birbirimize boş boş baktıktan sonra ikimiz de dünki gibi sessiz sessiz gülmeye başladık, sınıftaki diğerleri artık benim gözümde sıradan insanlardı, ben am’a bir adım daha yaklaşmıştım, “hahaha sikik ibneler benim yaşadıklarımın 1/10’unu yaşamamışlardır”
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hergün boş ders olması için dua ediyordum, öğretmenlere etmediğim beddualar kalmamıştı, fizikçinin bacağı kırılsaydı, ya da kimyacının eniştesi falan ölseydi de iki saat boş geçirsek yeterdi, fakat; sanki abazalığımı gören tanrı “abazalıktan kuru ya kulum” demişti bütün dersler son damlasına kadar işleniyordu, bense sayısal bölümde okuyorum diye sözel dersleri uyuyarak sayısal dersleri ise belki kulağıma bir iki bişey gelir diye deftere resim çizerek geçiriyordum, bu şekilde iç rahatlatmaca oynuyordum yoksa dersi kim sikerdi ki. sanırım bir sözel ders sonrasıydı, esra kevaşesi beni uyandırdı +handeyle aranız nasıl bakiyim len ehehe - kızım yürü git ne handesi + ben salak mıyım anlamadım mı sanıyosun hande kimseye bahsetmediğini söylemişti, o söylemediyse nasıl bir kevaşeydi ki bu seksin kokusunu bile alıyordu, aslında bende alabiliyordum, evet ben de kız olsam yüzde yüz kevaşe olurdum, ruhum kaşarlanmıştı -nerden uyduruyon kızım böyle şeyleri +çok samimisiniz bu aralar yeme beni -senle de samimiyiz seninle yiyişiyoz mu? +yiyişelim dedin de hayır mı dedim? o an ahmet çakarın yaratmaya çalıştığı polemiğe hoaydaaaaaaa diye karşılık veren rasim ozan kütahyalıdan bir farkım yoktu, esra pırıl pırıl bir kevaşeydi -senle dünyada ikimiz kalsak yine de senle yiyişmem sanırım beynimi 'yalanına sokuyum'cular sikmişti, esrayı denk getirdiğim yerde nefessiz sikerdim, daha doğrusu o beni sikerdi, esraydı bu, başkevaşe +hadi ordan abaza herif hande kimseye bişey anlatmadıysa esranın bunu anlaması için müneccim yarrağı yemiş olması gerekiyordu, güvenemiyordum müneccim bulup onunla da yatmış olabilirdi aslında, kevaşeye bak işini sağlama almıştı, acaba münecciminkini ağzına almış mıydı, ben yine serdar ortaç modunda kafamda deli sorularla boğuşuyordum... esra realist bir kızdı, ucundan biraz da materyalistlik vardı sanırım, istediğini aldıktan sonra onunla muhabbeti kesiyordu, benimle neden muhabbet ediyordu acaba, belki de canı sıkılıyordu, o günden sonra kevaşe hep benden bişeyler istemeye başlamıştı, “bana kantinden çizgisiz kağıt alır mısın” bile demişti kevaşe, ya handeyi içten içe hiç sevmediği için benimle beraber olacaktı ya da benden hoşlanıyor olmalıydı, kevaşenin benden hoşlanma ihtimali yoktu, demek ki handeyi hiç sevmiyordu aradan bir kaç gün geçmişti, esra hande ve ben oturuyorduk, esra kevaşesi bir anda haftaya kendisinin doğum günü olduğunu söylemişti, süpriz falan istiyor olmalıydı, süprizine soktuğum, yine bişeyler planlıyordu, pasta alalım kutlayalım muhabbeti geçmişti, okul çarşıdan biraz uzaktaydı, şehrin tepesinde kalıyordu, merkeze yürüyerek 20 dakikada gidiliyordu, haliyle pastayı nerden alıcaz muhabbeti döndü, işte o an atladım ve pastayı çarşıdan alıp getirmeyi kabul ettim, eder etmez de pişman oldum, beynimi sanki biri o an kontrol etmiş gibi olmuştum, sürtük esra beynimin içine sinyaller göndermişti heralde, yoksa nasıl atlardım ki, kesin bu kız müneccim yarrağı yemişti, başka bir açıklaması yoktu, ömer çelakılla falan sevişmiş de olabilirdi, ömer çelakıl adam mıydı?
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      büyük gün gelmişti, yanıma birini daha bulmam gerekiyordu, kızlarla arası iyi olan tiplerden biri olsa daha iyiydi çünkü esranın ismini duyunca tuvalete koşan birisi pastanın içine gizlice sıvılarını bırakabilirdi, kız bütün okulun dilindeydi, ben de o kızın doğumgünü pastasını almaya gidecektim, tm sınıfından kaan’a durumu anlattım, ibne hemen seve seve kabul etti, belki ekmek düşer umudu vardı sanırım. kaan ismindekiler hep mi piç olmak zorundaydı, yüzde yüz eminim ki o piçin adı muzaffer olsaydı fellik fellik kilisedeki rahibe pornosu arayan bir tip olacaktı, isim insanların karakterini bu kadar mı çizer. bizim ders biyolojiydi, kaanların dersi de beden eğitimi, biz gizli gizli okuldan tüymüştük çok geçmeden kaanın telefonu çalmıştı, kadir diye bi çocuk aramıştı +nerdesin lan kemal hoca heryerde seni arıyor bulunca sikecek -ya siktir git kapat beni mi yicen amınagoyim “aklı sıra bizi yiyecekti ibneler, hahaha siz giderken biz bu yollardan dönüyorduk” nidaları ile yokuşu inmeye devam ediyorduk, arada esranın orospuluklarından handenin kalçalarından muhabbet açılıyordu, çok geçmeden kaanın telefonu bir daha çaldı -ya arama amınagoduğum yemem ben bu numaraları +kaan, oğlum nerdeyseniz 5 dakika içinde okulda olun ikinizi de yaktım sıçmıştık, kemal hoca olacak pezevengin eli ağırdı, orospu çocuğu hem ingilizceci özlem hocayı sikiyordu hem de bizi dövecekti, buna ne hakkı vardı, bir insan hem birini tokmaklıyor hem de bi başkasına vuruyorsa onun elleri kırılsın. nihayet okula vardık, kemal hoca öğretmenler odasının kapısını açmış, koridorun ortasında dersleri umursamaksızın, “geçin lan amına koduklarım, hayvan herifler, şerefsizler” diye bağırdı, bizde koyun gibi öğretmenler odasına girdik, +”sen benim dersimde nasıl kaçarsın lan” diye kaana bir tane sağlam geçirmişti, kaanın kafası panoya çarptı pano yere düştü. +lan senin dersin ne peki lan -biyoloji hocam... laaapss öyle bir vurdu ki olduğum yerde mitoz bölündüm +demek biyoloji haa.. laaaapss +oğlum sen mal mısın.. laaapsss +lan sen sayısalcı değilmisin neden biyoloji dersinden kaçıyon laaaaaaann. biyoloji dersinden kaçtığım için bedeneğitimi öğretmeninden dayak yiyordum, yüzyılın en büyük cenabeti bendim, zaten kaan voleybol takımındaydı ve iki gün sonra ilçede voleybol turnuvası maçı vardı, kaan ibnesine bişey olmasın diye sürekli bana vuruyordu, orospu çocuğu, dersine girdiği öğrenci kaçtı diye küsküyü bana veriyordu, ibne kaan hem kızlara yavşıyordu hem de voleybol oynuyordu, tam bir yavşaktı bu çocuk, acaba voleybol oynayınca kız düşüyor muydu? ben de voleybol takımına mı katılsaydım? vazgeçmiştim, bir araba dolusu dayak atan bu adamın takımında oynamam hayaldi, en azından bu fikri o anlık aklımdan sildim, zaten bir vurduğunda üç adım zıplıyordum, en son kendimi odanın ortasındaki kanepeden diğer tarafa atmıştım ve kurtulmuştum +yürüyün lan yürüyün sacit hocanın yanına çıkacaksınız yürüyün lan sikik ibneler asıl eğlence şimdi başlıyordu, saco zaten beni mimlemişti, kağıttan top yapıp koridorda oynarken odasından içeriye yanlışlıkla girmişti, kim yaptı lan diye koridora çıktığında herkesi odasına toplamış, yapanın itiraf etmemesi durumunda hepsini disipline verip okuldan atacağını söylemişti, o anda yine beynimi birisi kontrol ediyormuşcasına bir adım öne çıkıp “ben yaptım” deme cesaretini göstermiştim, yoksa saco da mı müneccim yarrağı yemişti, bu adam kesin ibneydi, hem milletvekillerine sakso çekip hem de müneccimlerle yatıp kalkıyordu, tescillemiştim artık, saco ibneydi. ben bunları düşünürken saco bana temiz bir tokat patlatmıştı, o bana tokat patlattığında ben kadir inanırdan tokat yiyen filiz akın gibi başımı 70° sağa çevirip öylece beklemiştim, öyle yapınca başka vuramıyordu, adamın bug’ını bulmuştum. ayrıca sikik ibne lafı hiç hoş değildi saconun yanına çıkar çıkmaz kaana bi tane yapıştırdı, “baba adam işte” diye içimden geçirdim, kaanı daha çok döver diye düşündüm, kaana vurduktan sonra bana döndü ve elinin düzü ve tersiyle sıra sıra yapıştırdı, “orospu çocuğu işte” dedim, yine en çok dayağı ben yemiştim, tokadın üzerine “ara babanı alsın seni burdan siktir git nereye gidiyorsan, yeter artık” diye de sıva yapmıştı, bir kamyon dayak yedikten sonra tuvalete gidip gülmeye başladım, sigara yaktım, “ders var nasıl olsa bişey olmaz” aynadan yüzüme bakıyor bi yandan da sigara içiyordum, tokadın izi suratımda çıkmıştı, “yakışmış amk” diye saçmasapan yorumlar yapıyordum, birden aynada saconun suratını gördüm ve sesli bi şekilde “ ulan orospu çocuğuna bak ya silüetini görmeye başladım nasıl vurduysa” dedim kendi kendime, ben hala sigara içiyordum, “güneyli gel lan buraya” diye bir ses duydum (ismim yerine memleketimi söylerdi bende güneyli dedim) sıçtığımın resmiydi, daha yeni bi kamyon dayak yemiştim, sigarayı o anki yusufla nereye attım bilmiyorum bile, “lan seni napıyım güneyli, alsam alınmazsın satsam satılmazsın” dedi, saco kısa boylu şişman bir adamdı, boyu 1.60 falansa kilosu da 120 130 vardı, kısacası hükümet gibi bişeydi. koridorun sonunda öyle bir tokat patlattı ki öteki ucundan yankısını işittim, aslında işitme yetimi de kaybetmiş olabilirdim, saco bana vuruyordu, ben ağlıyordum, saco vuruyordu, ben ağlıyordum, saco bir daha vuruyordu, ben yine ağlıyordum, saco en son kemerini sıyırdı ve fermuarını a... neyse işte saco sağlı sollu girişiyordu, benim merak ettiğim şey ise “orospu çocuğu” lafı yüzünden mi yoksa sigara içtiğim için mi beni orda hunharca tokatlıyor olduğuydu, “bir daha gözüme gözükme bu okulda” deyip bıraktı, sacodan bir kamyon daha dayak yedikten sonra bir gecede 5 kişiyle sevişen fahişe gibi kenara yığıldım, sağlam dövmüştü, yüzümde parmaklarının izi tazeydi, dolma gibi parmakları vardı, tuvalete tekrar girdim ve bu saatten sonra siksen kimse gelmez diye bi sigara daha yaktım, dayaktan sonra içilen sigara çok güzeldi, bu sigarayı içme şerefine 5-6 sefer nail olmuştum. tuvaletteki kalorifer peteğinin üzerinde öylece oturmuştum, yediğim dayaktan çok memnundum. saco bu kadar sağlam tokat atmayı nerden öğrenmişti? saco fetişist olabilir miydi? sakso çektiği milletvekilleri ve aylık düzenli yarrağını yediği müneccim sacoya şiddet de uyguluyor olmalılardı, şimdi hatırlıyorum da sacodan o gün yediğim o dayağı şimdi yesem yerden kalkamazdım. derken saco bir daha belirdi.. şaka şaka sigaramı içtikten sonra tenefüsü bekleyip sınıfa gidip öbür biyoloji dersini de uyuyarak geçirdim.
    21. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dersten sonra kevaşe esra beni uyandırdı ve “pasta aldık kantinde doğumgünümüzü kutlayacaz” dedi, kaltak sinirimi çok bozmuştu, ben onun bokuna taksit taksit bir kamyon dayak yemiştim, o ise halimi hatrımı sormadan bana pasta alındığından bahsediyordu, lafını bitirmeden kalayı bastım +siktir git kaltak ben senin yüzünden bir kamyon dayak yedim gelip halimi hatrımı sordun mu utanmaz... bütün sınıf bana bakıyordu, yüzünde parmak izleri olan bir çocuk çok sinirliydi, öndeki inek kızların göz yuvaları kocaman olmuştu ve ağızlarını elleriyle kapatıp bana bakıyorlardı, hemen önümdeki tayfa ise yürü lan güneyli doğruları konuşuyosun dercesine iftahar ile bana bakıyolardı, -özür dilerim şey.. geri vites yapıyordu, +önemli değil, siktir git lütfen hande durumu biraz içerlemişti, esranın doğumgününü kutlamaya gitmedi, yanıma oturmuştu öyle, şimdi duygusal şeyler yaşamaya gerek yoktu, handeyle fuckbuddynin yandan yemişi gibi bir ilişkimiz vardı, ama bu düşünceli tavırlar hoşuma da gitmişti, “sevdiğim kızı sikmem” mottosuyla geçen ergenlik sürecinde hande ile duygusal bişey yaşamamız imkansızdı o günü sürtük esra korkusundan benden saklanarak geçirmişti, kevaşelerin kalbi olmaz diyorlardı, handenin kalbi vardı, bu kız nasıl kevaşeydi, handeye karşı değişik şeyler hissetmeye başlamıştım, bütün geceyi yediğim dayağın tadı ile deliksiz bir uyku çekerek uyuyarak geçirmiştim, saco bende bağımlılık yapmıştı, herif sigara gibiydi, içtikçe daha çok kendine bağlıyordu, kız olsam ilk sacoya verirdim. günler böylece geçip gidiyordu, ikinci sınav dönemini de atlatmıştık esra bana yaranmak için ben istemeden kopya vermişti, sayesinde dersleri biraz toparlamıştım, dönem bitmek üzereydi, okulun büyük bir kısmı gelmiyordu, bense gitmeden hande ile son kez eskileri yad etmek istiyordum, gitmeme bir gün kala hande ile bahçede dolaşmaya çıkmıştık, yemekhanenin oralardan geçerken ikimizde birbirimize baktık, duvarın arkası bizi çağırıyordu, koşaradımlarla oraya gittik, handebana sarılıp ağlamaya başladı, “sen gidince ben seni çok özleyeceğim” dedi, bende neye uğradığımı şaşırmış bir vaziyetteydim, kalbimden vurulmuşa dönmüştüm, dudaklarına yapıştım, elimle sırtından poposuna doğru yavaşça inerken beni ittirdi, +hayvan ben ne diyorum sen ne yapmaya çalışıyorsun bir anda bütün romantizmin amına koymuştu, sevişmek romantik birşey değil de neydi? kafam sikilmişti, en azından sağ elimle yaptığım birebir özel görüşmelerin sayısını azalttığı için bende handeye sarıldım ve onu özleyeceğimi söyledim. yalan yoktu hakikaten onu özleyecektim, yemekhanenin arkasındaki duvarı da özleyecektim. stüdyoya gözyaşları hakimdi, jr bile ağlayacak duruma gelmişti, garibim kaç gün öyle geçecekti. oradan çıkıp sınıfa doğru yol aldık, sınıfın kapısının önüne gelmiştik, koridor boştu, ben kapıyı açmak için ileri atıldım, beni kolumdan tutup kendine çekti ve dudaklarımı kaçamak bir şekilde öptükten sonra +ben seni çok seviyorum yine ahmet çakarın yaratmak istediği polemiğe “hoaaydaaaa” diyen rok gibi hissetmiştim kendimi, aşk ile tanışmam böyle olmamalıydı, anlaşılan handenin mottosu “sevdiğimi sikmem” değildi şubat 2009 sağ ele talim bir 15 tatil geçirdikten sonra okula geri döndüm, okula biraz erken gelmiştim, yurtta kimse yoktu ve iznim 5e kadar devam ediyordu, valizimi yurda bıraktıktan sonra çarşıya indim ve internet cafeye gittim, akşam 5 olmadan yurda döndüm, akşam etüdünde sınıfa bir öğrenci girdi ve benimle beraber iki üç kişinin daha ismini okudu. “sacit hoca çağırıyor” “hayırdır inşallah” diyerek saconun odasına doğru yol aldık, diğer sınıflardan da birer ikişer gidenler vardı, odaya girdiğimizde saco biraz sinirliydi, hem akşam akşam okulda ne işi var bu adamın? hepimiz sıraya dizildik, şans bu ki o akşam nöbetçi de beden eğitimi hocamız kemal hocaydı, muhteşem kombo, aklıma yediğim tokatlar gelmişti, şaka maka dayak yicez heralde diye sevinmiştim, ciddi ciddi saconun bağımlısı olmuştum, kız olsam yüzdeyüz sacoya verirdim, pezevenk herif. +bunların suçu ne. diyerek lafa girdi saco, -hocam şunlar şunları sigara içerken yakaladık, şunlar şunlar yurttan kaçtı... yurttan kaçanlar sınıfında bende vardım. sigara içenlere bir güzel nasihat verip göndermişti, henüz bizi görmemişti, yurttan kaçanlara da fırça atmaya başladı, dayak atmayacak gibi duruyordu, bir anda beni gördü +niye gaçtın lan yurttan? -hocam ben kaçmadım valizimi koydum çarşıya indim sözümü bitirmemle tokadı suratımda bulmuştum, bu tokat diğerlerine benzemiyordu, masa tenisinde topa kesme vurur gibi suratıma kesme bir vuruş yapmıştı, bir iki gün önce sakalım çıksın diye usturayla kendimi traş etmeye çalışırken yanlışlıkla yanağımı kesmiştim ve yara bandıyla kapatmıştım, saco bana öyle vurmuştu ki yarabandım kavlamıştı, ben yine kafamı 70° sağa çevirip öylece bekledim, geçen seferki dayağında öyle bir şansım yoktu çünkü geçen sefer saco bana bitmeyen real madrid atakları gibi girişmişti, saconun bugını iyi keşfetmiştim, yanımda şişman bir arkadaş vardı, nerdeyse saconun boyunun 2 katı kadarda boyu vardı, ama saco çok teknikti bir vuruşla çocuğu 90° döndürmeyi başarmıştı, saco da bu durumdan zevk almışcasına çocuğun sağına geçerek, fabrika ayarlarına döndürmek için 90° sola çevirmeye çalışırcasına bir daha tokat patlatmıştı, saco sadist miydi bilmiyordum ama kesinlikle sevişirken karısını tokatlıyordu. fetişist orospu çocuğu o kadar insan belli ki benim yüzümden dayak yemişti, ben olmasam saco beni tokatlamayacak, beni tokatlamadığı için adil davranma içgüdüsüne kapılıp diğerlerine de tokat atmayacaktı, bu adamla aramızda tuhaf bir ilişki vardı, arkasından sövdüğümü duymasına ve sigara içtiğimi görmesine rağmen beni disipline de vermemişti, kafamda deli sorular vardı, kolayca sevemiyordum, hande meselesini ne yapacaktım? sağ elimle aramıza mesafeler girmişken o götten mahrum kalmamam lazımdı. “sevdiğimi sikmem” mottosu da benim kafamı ele geçirmişti, ah hande ah neden bana öyle bişey demişti ki, fuckbudy gibi takılıyorduk ne güzel.
    22. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ertesi gün sabah sınıfa girdiğimde büyük gürültüler ve çığlıklar vardı, kız kavgası mıydı bu? bizim sınıftaki kızlarda kavga edecek bir potansiyel yoktu, kesin inek kızlardan biri diğerinden gizli ders çalışmıştı, ya da birinin yapamadığı soruları diğeri bilerek çözmemişti... sınıfa girdiğimde şok olmuştum, hande ile esra kaltağı birbirine girmişti, saç baş dağıtmışlardı, “lan inşallah kavga benim için çıkmıştır arada esrayı da götürürüm” diye düşünerek olayın ne olduğunu anlamaya çalıştım, esra kaltağı sırasını öne taşımıştı, mesele büyüktü, handenin yanına gittiğimde “siktir git” cevabını almıştım. işler bir anda tersine dönmüştü, esranın yanına gittim +noldu lan niye yediniz birbirinizi -sürtük gitmiş benim saçımın aynısından yaptırmıoğğğşşşşşş o an esrayı oracıkta sıranın üzerine çıkarıp domalttıktan sonra vajinasına saç maşası sokabilirdim, böyle sikko bişey yüzünden kavga mı edilir? muhtemelen tanrı akıl dağıtırken esra kıyıda köşede birisine veriyordu, sürtük başka napabilir ki. amın kızı. meselenin özünü siktir ettikten sonra handenin bana kafsinkaflı konuşmasının sebebini öğrenmem lazımdı, handeye derste mesajlar attım cevap alamadım, tenefüste direk soluğu yanında aldım +neden böyle olduk şimdi? -sen hem bana 15 gün boyunca mesaj atma hem de şimdi gel hal hatır sor, sen beni kullanmaya çalışıyorsun piç. + ne saçmalıyosun kızım ne kullanması o an kafamı cem yılmaz sikmişti sanki, kullanmak kelimesinden haberim yokmuşçasına konuşmuştum. -siktir git başımdan bi daha benimle konuşmaaöööğğğğğüüüüeeevvvvv o an handeyi oracıkta kucağıma alıp pencereye yasladıktan sonra götüne cep telefonumu sokabilirdim, sürtük sanki sevgilimmiş gibi bana trip atıyordu, çok zoruma gitmişti, ben kimseyi kullanmaya çalışmıyordum, ikimizin de bu ilişkide karşılıklı menfaatleri vardı, o götü kaybetme korkusu ile bir an kendimi kaybettim +yalan söyleme sen de zevk almadın mı? diye bağırdım.. ama bağıırır bağırmaz da pişman olmuştum +söylesene ha sen de sevmedin mi sufleyi çok güzeldi. diye yineledim, biraz kıvırmış biraz da götü kurtarmış sayılırdım, ama hande hiç umursamıyordu -siktir git lan siktir git anlasana siktir git diye defalarca bağırdı. +sen siktir git kaltak -piç +götüsikli -orospu çocuuuu +annesi sikişmişin kızının çocuğunun torununuuuuuuuuu tartışmamız 0-6 yaş grubu çerçevesinde sona ermişti, son lafı ben söylediğim için kafam rahattı.
    23. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Anası sikişimişin kızının çocuğunun torunu lafı nereye kadar gitti acaba diye düşünüyordum, lafı biraz daha uzatsam handenin 2.mahmut döneminde yaşayan büyük babaannesine kadar gidecek gibi duruyordu, handenin bunu umursadığını sanmıyorum, herşey bitmişti, sağ lobu hakkında 500 sayfalık roman yazabileceğim ve sonuna sol lobu daha güzeldi diye ekleyeceğim popoyu kaybetmiştim, elde yine kocaman bir sıfır vardı, kabullenmesem de handeye karşı sevgiye yakın duygular da besliyordum, onu ve güzelim poposunu bir daha ne zaman görebilirdim bilmiyordum. Sürtük esra orta sıranın en önüne geçmişti, ortanın en arkasında da boş yer vardı, ne biçim bir sınıfıtı ki burası en arkada boş yerler vardı, bunun işime yarayabileceğini o an anlamıştım, ertesi gün köşedeki yerimi hüzünlü bir şekilde yanımdakine devrederek ortanın en arkasına geçmiştim, bahanem de “olum burda olmuyo oraya geçiym belki orda bişeyler anlarım” olmuştu. Tenefüste de hemen esranın yanına gittim ve “en önde ne yapıcan gel arkada beraber otururuz” demiştim, esra kaltağı buna çok şaşırmıştı, ben de çok şaşırmıştım doğrusu, nefret ettiğim kıza sıra arkadaşlığı teklif etmiştim, ilk iki üç gün pek konuşmadan sıkıcı bir havada geçmişti, en sonunda dayanamayıp +siz ciddi ciddi saç meselesi yüzünden mi kavga ettiniz? -yok ya o bardağı taşıran son damlaydı +yapma ya iyi arkadaş değil miydiniz -ne arkadaşı ya o sürtükle ben arkadaş mı olurum zorunluluktan takılıyordum beni hep kıskanıyodu... İki saat destan yazmıştı, birbirlerini kıskandıklarını anlamıştım, ayrıca bu kıskançlık bana fayda sağlayabilirdi, esra ile yanyana oturduğumuz günden beri hande ikimize de sikici bakışlar atıyordu. Esra hala handeyle yaşadıklarını anlatıyordu.. +hayırlısı yea takma kafaya zaten kaşarmış Kaltak gülmüştü, espri yapmıştım çünkü, +sen de kaşara benziyosun? -umrumda değil Oha kıza bak hiç tepki vermemişti, sanırım bu kız kevaşe olarak doğmuştu, sonra bana kendi hikayesini anlatmaya başladı, günlerce devam etti, sabah okulda akşam etüt aralarında, mesajlarda, babası alkolik abisi psikopat annesi de hastaydı, böyle bir kızın şefkati başka kollarda arıyor olması normaldi sanırım. Esraya bir an için üzülmüştüm,önyargı ile yaklaştığım için de pişman olmuştum, kalbinde derin yaralar taşıyan bir kızdı, erkeklere güvenmiyordu, esra farkında olmasa da bana insanlar hakkında önyargılı davranmamam gerektiğini öğretmişti, büyüyordum. O hikayesini anlatırken ağlıyordu, bende onu omzuma yaslayıp teselli ediyordum, sanırım esra beni ele geçirmişti, acaba ne zaman sikecekti?
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      O haftanın sonunda babam okula beni ziyarete gelmişti, durumum içler acısıydı, Pazartesi günü öğretmenlerle konuşup gidecekti, Pazartesi günü babam soluğu saconun yanında almıştı, saco beni severdi, ama yaptıklarımla adamın adil kullanım kotasını doldurmuştum, yediğim dayakları birbir anlatmıştı ama sigara içtiğimi anlatmamıştı, sonra matematikçinin yanına gitti, o adam cemaatçilerin başıydı, beni aşırı kötülemişti, “oğlunuz derslerde resim çiziyor hocam” –babam da öğretmen- fizikçi kimyacı biyolojici edebiyatçı derken, babam bütün öğretmenlerle görüştü, dersime girmeyen öğretmenler bile beni kötülüyordu, benim günahım neydi böyle, babam çok sinirliydi, başını öne eğmiştim, ama babaydı işte, o güne kadar ondan bir fiske bile yememiştim. -ilkokulda 5 sene öğretmenliğimi yapmıştı, yaptığım yaramazlıklar yüzünden sıra dayağı çektikleri hariç- akşam oldu, okuldan izin aldım ve babamla otogara gittim, otogarda babam üzgündü, ben daha üzgündüm, babamın başını öne eğdirmiş olmamın verdiği utançtan dolayı babamın yüzüne bile bakamıyordum. O ise sanki hiç bir halt yememişim gibi “çalışır düzeltirsin oğlum ben sana güveniyorum, arkandayım, siktir et burdaki öğretmenlerin ne derse desin sen başarılı bir çocuk olacaksın” babamın o sözlerinden çok etkilenmiştim, otobüs saati geldiğinde iki arkadaş gibi tokalaştık ve babamı yolculadım. Okula döndüm ve dolabımda üzerinde katman katman toz bulunan güvender matematik kitabını elime alıp akşam etüdünde çalışmaya başladım,o kitap tek test kitabımdı, polinomlar, parabol, ikinci dereceden denklemler falan, beni gören “ooo güneyli ders de mi çalışıyordun sen hıamına” diyordu, ertesi gün yapamadığım soruları matematikçiye götürmüştüm, adam suratıma bön bön bakıyordu, sanki ilk defa bir öğrenci soru sormuştu, şaşkındı, soruları çözdü ve “bunları mı yapamadın bu ilkokul sorusu” dedi. Orospu çocuğu hevesimi kırmaya çalışıyordu, o güne kadar polinom hayatımda gördüğüm en karmaşık şeydi + istediğinizi söyleyin umrumda değil Postayı koymuştum ibneye, kollarımı gere gere gidip sırama oturdum, ders dinlemeye başlamıştım. O sıralar 16 mart anadolu öğretmen liselerinin kuruluş yıldönmü kutlamaları için bir tiyatro gösterisi düzenlenecekti, edebiyatçı birilerini arıyordu,değişime biyerden başlamanın gerektiğini düşünerek başvurdum, beni de hiç sevmezdi, cemaatçiydi, gerçi okuldaki öğretmenlerin %70i gülen cemaatindendi, haliyle hiçbiri beni sevmiyordu, belki ismim 68 kuşağındakilerin anısını taşıdığı için bu kadar sevmiyorlardı, pek çoğu ismimi söylemek yerine “sen” ya da “güneyli” diye hitap ediyorlardı, tipini siktiklerim sanki ismimi söyleyince dinden imandan çıkacaklardı. İstenmeyen adam olsam da az rabet gördüğü için nurullah hoca (edebiyatçı)beni zoraki bir şekilde ekibe almıştı, ilk başlarda texti okuturken bana bir skeçte başrol verdi, sonra da sen beceremiyosun diye rolü benden aldı, herif sanki üzerime oynuyordu, yılmadım, oyunun ismini hatırlamıyorum ama oyundaki bütün karı koca sahnelerini kaldırmıştı, orospu çocuğu başlı başına rtük gibiydi, bütün başrolleri de mehmet ali diye bir ibneye vermişti, belli ki çocuk nurullah hocaya ‘deep throat’ yapıyordu, saksocu ibne. Ekipte bulunan herkes malinin başrollerin hepsini almasından rahatsızdı, bende çok kıl oluyordum, saksocu birilerini görünce kendimi tutamıyordum ve maliye “nurullah hocanın çükü nasıl lan tatlı mı” diye sordum, kızlar kikir kikir gülüyordu, “oooooo” sesleri eşliğinde ortam gerilirken nurullah hoca içeriye girdi, mali direk durumu anlattı, geri zekalı “şeyy hocam ııı size sakso şeyettiğimi söyledi” demişti, ben kendimi tutamamış yarılmıştım, bir insan böyle bir durumu nasıl anlatabilirdi ki. Çocuk hem sakso çekiyor hem de utanmadan bunu dile getirebiliyordu, medeni cesaret buydu işte. nurullah hoca çok sinirlenmişti, adamın üslubu farklıydı ama dayak atmıyordu, beni bir skeçte malinin oynayacağı adamın çocuğu rolüne getirmişti, yaptığı hareket zekiceydi, aklı sıra beni göt edecekti, ben de gösteride rolü trollemeye karar vermiştim. Tiyatroyu bırakamazdım, çünkü bizim dersimize giren edebiyatçı (farklı bir hoca) beni severdi, ekipte olduğumu duyunca sevinmiş ve “tiyatroda oyna sözlüne 100 vereceğim” demişti. 16 mart günü geldiğinde oynayacağım sadece iki tane rol vardı, birisi saksocunun çocuğu, diğeri ise hayko rolüydü. o rolü de zar zor almıştım, hayko olarak sahneye en son çıkacaktım. metal müzik eşliğinde sahneye çıktığımda bütün salon kopmuş bir vaziyette bağırıyor beni alkışlıyordu, bizim arkadaşlar bu durumda etkin bir rol oynamıştı. nurullah hoca ise somurtmuş bir biçimde bana bakıyordu, ibne herif göt olmuştu, hem rolü trollemiştim hemde badem bıyıklıya son dakika golü atmıştım. O günden sonra hayko dinlemeye başladım.
    25. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İlk sınav dönemi gelmişti, notlarım biraz da olsa yükselmişti, esra da kopya vererek destek atıyordu, sınav dönemi bittiğinde iki tane zayıfım vardı gerisi 2 3 ve 4 ile doluydu, kendimce durumumu düzeltmiştim ve mutluydum, ailem ise durumdan memnun değildi, ortaokulda her dersi 5 getiren öğrenci gitmiş yerine am meraklısı, başarısız bir çocuk gelmişti, annemlerin durumu kötülemesine şaşırmıyor ve üzülmüyordum, bahar gelmişti ve gönül yaylarım iyice gevşemişti, esra ile iyice sırdaş olmuştuk, sohbetimiz düzeyli bir şekilde devam ediyordu, hatta bende bulduğu şefkatten dolayı yiyiştiği erkeklerle ilişkisini bitirmişti, kızı yola getirdim diye seviniyordum, haftasonu çarşı izninde çarşıya beraber gidecektik, hande yurtta kalmadığı için onunla haftasonu ve akşamları görüşmüyorduk ama esra yurtta kalıyordu, sürekli beraberdik, çarşıya gittiğimizde bira içelim mi diye sordum, o da severek kabul etti, halime bak, nefret ettiğim kızla beraber bira içip dertleşecektim, biraları almıştık, 2.50 lira mıydı neydi tanesi, şimdi düşünüyorum da, tayyip zammın amına koymuştu, arkadaşlarla yurttan kaçıp bira içtiğimiz tepeye çıkmıştık, ortam ıssızdı, içmeye başladık, hep o anlatıyor ben dinliyordum, +hiç sen anlatmıyorsun bişey neden? -senin anlattıkların ikimize de yetiyor +olsun senin hiç derdin yok mu Bu lafı söylemesi bile benim için yetmişti, sürtüklerin en güzel tarafı da kafa dengi olmalarıydı, düzgün ev kızı ile takılsam ne olacaktı ki, bu yaptıklarımın hangi birisini yapacaktım, sürtüklerle takılmak güzel bir şeydi, bu tip kızları kaşar diye dışlayanların amına koyasım geldi, o gün ona içimi döktüm, konu handeye gelmişti, hande ile yaşadığımız şeyleri anlattım, esra biraz kıskanmış gözüküyordu, normaldi, handeyi sevmiyordu çünkü, +sevişirken bile beni taklit ediyormuş sürtük. Şaşırmamıştım, esra çok açıksözlü bir kızdı, kaşara benziyorsun dediğimde bile umursamamıştı, kendiyle barışıktı, öyle olmak istediği için öyleydi zaten, bu kızın özgüvenine hayran kalmıştım. Konu handeden açıldığından beri esranın bakışları bile değişmişti, iyice birbirimize sokulmuştuk, konuşacak pek bişey kalmamıştı, ben de birden esranın dudaklarına yapıştım. Zaten böyle olacağı belli bişeydi, o tepede ben arkadaşlarımla zaten dertleşiyordum, esra ile dertleşmek için oraya gitmeye gerek yoktu, esra da onu öpmeme kayıtsız kalmamıştı, direk eliyle jr’ı kavradı, işte kevaşelerle beraber olmanın bir güzel yanı da buydu, handeye oranla esra çok daha güzel öpüşüyordu, gerçekten hande sevişmeyi esradan öğrenmiş olabilirdi, yoksa hande ile esra sevişmişler miydi? Lezbiyen ilişkiye girip girmediklerini merak ediyordum ama o an konumuz bu değildi. Esra gömleğimin düğmelerini çözüp boynumdan öperek aşağıya doğru iniyordu, benim yapmam gereken birşeydi bu, demiştim; esra tuttuğunu siken bir kızdı, ben onu değil resmen o beni sikecek gibi duruyordu, pantolonumu sıyırdı, jr’a selam verdikten sonra ağzına aldı, o an esra gözümde bu işin piriydi, kendimi “my friends hot mom” konulu pornoda sevişmeyi öğrenen eleman olarak hissediyordum, dişleri değmiyordu bile, hande ile bunları yapmamıştık, onu beğenmemek gibi bir lüksüm o ana kadar yoktu, ama o an handeyi beğenmemeye başladım, fiziği de umrumda değildi, esra mükemmel gidiyordu, erkenden geldim, güldü, gömleğimi çıkarttım serdim, esra uzandı, direk pantolonunun düğmelerini açtı ve indirdi, “hiç dilledinmi” diye sordu, “bakire misin” diye cevap verdim, şoktaydım çünkü ilk defa am görüyordum, yırtılıp yırtılmadığını da merak ediyordum, beni dinleyenlere yanlış bilgi verip vermediğim önemliydi, zira onlar da bir gün amla karşılaştıklarında onu yırtmaya çalışabilirlerdi. O anlık onu sormam kendi topuğuma sıkmış olmam demekti. “bakireyim” demişti, pek inanmamıştım ama o anlık umursamadım, kafamı bacakarasına sertçe çekti, kollarıyla kuvvetlice bastırıyordu, bende kendimce oralarda bişeyler yapmaya çalışıyordum, “klitorisi biliyor musun” diye sordu “yunan mitolojisi ile ilgilenmiyorum” dedim, o güne kadar am görmemiş adam klitorisin ne olduğunu nereden bilecekti ki. Uzun uğraşlarım sonunda esra titreyerek boşalmıştı, çenem kasılmıştı “burda biter herhalde” diye düşünüyordum, tekrar jr’ı ağzına aldı ve iyice sertleştirdikten sonra arkasına döndü eğildi, poposu küçüktü, kaseyi doldurmayacak kadar bişeydi, o an bu elbette benim umrumda değildi, handenin poposu fıstık gibiydi de ne oluyordu. Sanırım anal yapmamı isteyecekti. Çantasından nemlendirici krem çıkarttı, esra hakikaten kaliteli bir sürtüktü, tam teçhizatlı dolaşıyordu, her an sevişme ihtimalini gözönünde bulunduruyor olmalıydı, poposunu iyice kremledikten sonra çantasından dildo çıkarttı.. yohammına. ortalıkta dildo falan yoktu, yavaşça içine girdim, gidip gelmeye başladım, esra inliyordu, ben gidip geliyordum, esra inliyordu, elleriyle kollarımı sıkmaya başladı, bundan hoşlanmıştım, bir dahaki sevişeceğim kadından özellikle bunu isteyecektim, ben gidip geldim, esra inledi, “anal ilişkiden kadınlar zevk alır mı” sorusu aklımın tamamını kaplıyordu, esra bundan zevk alıyormuş gibi görünüyordu, o gün orda 3 4 saat geçirmiştik, yurda döndük, ben ve jr yorgunduk.
    26. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ranzama çıkmış dinleniyordum, akşam yemeğine 2 saat vardı odaya üst sınıflardan erdi diye biri girmişti, esranın tokmakçılarından biriydi, biraz bela bir tipti, esra muhabbetini koparınca ona musallat olmuştu, beni çağırdı, konuşmamız gerekiyor dedi, yorgundum hiç gidesim yoktu “sonra konuşsak olur mu yorgunum” dedim. “gel lan ikiletme” dedi, sanırım konu esraydı, yani konulu bir dayak yiyecektim, bunu anlamamak için salak olmak gerekiyordu, üst kattaki banyoya gittik, iki kişi daha vardı, erdinin yancılarıydı bunlar, yavşaklar, emre onlara sıçmayın dese 2 ay sıçmazlardı. +esrayla biraz fazla samimisin bu aralar? Anlaşılan esranın kendisine siktir basmasından beni sorumlu tutuyordu. -sıra arkadaşım işte ne kadar samimi olabilirim ki +sen bana posta mı koymaya çalışıyosun lan Daha lafını bitirmeden yancılardan sağda duranı omzuma bir tane yumruk geçirmişti, ben tektim, bu yaptıkları anlamsızdı, erdi zaten tek başına beni dövebilirdi -neden böyle bişey yapayım? +o kızdan uzak durmazsan seni sikerim çocuk, sıralarınızı ayıracaksınız Dayağı zaten yiyecektim, en fazla ne kadar dövebilirlerdi? Saconun attığı dayakların yanında onların yapacağı neydi ki. -senin lafınla bunu yapmam Orda film koptu, solda duran yancı sıra kendindeymiş gibi sol omzuma bi tane geçirdi, derken erdi de yüzüme bi tane indirdi, yere düşmemek için lavobodan destek aldım, erdiyi hedef alarak bir tane yumruk salladım ama sağındaki yancıya vurmuştum, nasıl oldu anlamadım, yancısı kendini ona siper etmiş olmalıydı, erdi domal dese “sik beni kanka” diyebileceğini düşündüm. Üçü birden girişmeye başladılar, köşeye kaçtım kendimi yere bırakıp kafamı kollarımla korumaya çalıştım, bir kamyon dayak yemiştim +hele bi o kızdan uzak durma seni sikmekten beter ederim. Sikmekten daha beter edecek ne yapacaklardı? Galiba üçü birden.. neyse işte sikmekten beter edemezlerdi. Bizim kata indim, after dayak sigarası içmem gerekiyordu, günün en tatlı içilen sigarasını kaçıramazdım, ibneler her yerime vurmuşlardı, heryerim kıpkırmızıydı, üstüm başım çamur olmuştu, piçler şuursuzca heryere attırıyorlardı, üzerimde vücut sıvısı... neyse bunu düşünmemem lazımdı, sigaraya odaklandım.
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sakin sakin sigaramı içiyordum ki saco belirdi, Haftasonuna baskın yapmak için evinden kalkıp okula gelmişti, orospu çocuğu, karısıyla sevişmiyordu heralde, sevişirken tokatlanan bir kadının onu reddetmesi normaldi, tehşisi koymuştum, saconun karısı fetişist değildi,yine dayak yiyecektim, sacoyla gözgöze geldik, sustu, sustum, sigarayı usulca söndürüp pencereden aşağı attım, yanına gittim, sarıldı, ağladım.. neyse işte yanına gider gitmez saco sağ elinin tersiyle sol tarafımdan sağlam bir tokat patlatmaya hazırlanıyordu, yüzümü hemen sola çevirdim, bu sefer şaşırdı sol eliyle aynı şeyi yapmaya çalışıyordu, anında kafamı sağa çevirdim, oyun oynamaya başlamıştık, kendimce eğleniyordum, tekniği iyiydi ama biraz geliştirmesi lazımdı, resmen sacoyla taşak geçiyordum, çok sinirlendi, çenemden yakaladı sağlam bir tokat patlattı, sersemledim, kafamı 70° sağa yatırma hareketin filiz akın combosu ismini vermiştim, filiz akın yapmaya çalıştım, bu sefer yemedi, gelişine bir tokat da diğer yanağıma yapıştırdı, saco çok hızlı davranmıştı, ortadoğu ve balkanların en iyi tokat atan okul müdürüydü, bende ortadoğu ve balkanların en iyi tokat karşılayan öğrencisi olmuştum, “sana sabrediyorum, az kaldı güneyli sene sonunda bu okulu terkedeceksin” dedi. “seneye okulun ilk günü seni burada görürsem yakarım çıranı” diye de ekledi. Artık sacoyla aramızdaki ilişki, burayı terket.swf ye dönmüştü. Çok sinirim bozulmuştu, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, gelen giden bana vuruyordu, yarım saat kadar orada geçirdikten sonra duş almam gerekiyordu ama sıcak su haftanın belli günlerinde vardı, buz gibi suyun altında götüm dona dona yıkandım, odaya gittim, hala bir saatim vardı, direk uyudum, uyandığımda heryerim ağrıyordu, yerimden kalkamadım, arkadaşların yardımıyla ranzadan indim, orospu çocukları ne hale sokmuşlardı beni, haftasonunun kalan kısmını yatarak geçirdim.
    28. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Pazartesi günü sınıfa girdiğimde esra koştu boynuma sarıldı, allahtan yüzümde iz yoktu, noldu kız dedim, +Sana bişey yaptı mı? -kim bişey yaptı mı? Erdi ibnesi kıza herşeyi anlatmıştı, kaçış yoktu -üç kişiydiler yeaa yoksa yerdim ben o erdiyi Çok iddaalı konuşmuştum, erdinin bir ayağı sakat falan olsa belki dövebilirdim Erdinin böyle yapması biraz zoruma gitmişti ama pek de üzerinde durmak istemedim, mevzu büyüse daha kötü dayaklar yiyebilirdim, esra ile oturduk haftasonunun kritiğini yaptık, hande sürekli bize sikici bakışlar atıyordu, esra da ona “ne baktın yarram” bakışları atıyordu, ben de “sakin olun sikmiyim ikinizi de” bakışları atıyordum, birkaç hafta geçip gitmişti, esra ile ilişkimiz “two teens do anal” konulu devam ediyordu. her Cumartesi aynı tepede düzenli olarak bira içip güzel şeyler yaşıyorduk, esrayla birbirimize aşık olmuştuk ama birbirimize söylemekten çekiniyorduk, defalarca omzumda ağlayan kıza acıma duygusu ile karışık duygusal hisler besliyordum, nisan ayı da geçmişti, 15 yaşıma girmiştim, hayat güzeldi, yediğim önümde yemediğim arkamdaydı, sacodan yediğim dayaklar da buna dahildi elbette. Bir gece bizim tayfadan metin yanıma geldi, çok dertli olduğunu söyledi, banyoya sigara içmeye gittik,garip gelebilir ama yurtta sigara içilen yerler banyolardı, her katta bir tane banyo vardı, her banyoda 4 tane duş, duşlar da perdelerle kapatılıyordu, şaka yapmak isteyen piçler perdeyi açıp bir kova soğuk suyu üzerimize boşaltıp gülüyorlardı, bir kaç sefer bana da bu kötü şakalardan yapılmıştı, mastürbasyon sırasında denk gelmediği için halime şükrediyordum, donsuz yıkananların durumu daha fenaydı.. Metin yozgatlıydı, 10 yaşındayken eşek siktiğini anlatmıştı, o yüzden ona eşek diyorduk, +noldu lan eşek -gardaş ben aşık oldum la +hayırdır la kime aşık oldun alt devreden mi? -yok la sizin sınıftan Aklıma iki opsiyon gelmişti, eşek ya handeye ya da esraya aşık olmuştu, esraya aşık olma ihtimali daha yüksekti çünkü ara sıra esra ile ikisini tenefüslerde sohbet ederken gözlüyordum, ilk başlarda pek aldırış etmemiştim ama sonradan sonraya hafiften kıskanmaya başlamıştım, esra ile yaşadıklarımız aramızda bir sırdı, sağda solda ağzımdan kaçırsaydım esra için çok kötü sonuçlar doğurabilirdi, seviştiği kadınları övünmek için anlatan insanlardan nefret ediyordum, +kim lan esra mı? Sessizlik oldu, ikimiz de sigaralarımızı dertli dertli çekmeye başladık, yaprak dökümündeki ali rıza bey’e dönmem an meselesiydi, +söylesene amk kim lan? -esra la işte, aşık oldum amınagoyim, anlamadan birden çarpıldım la Esra, şişede durduğu gibi durmayan, karşısındaki erkeği ele geçiren, tuttuğunu siken bir kızdı işte, yaşaması çok tehlikeli ama bir o kadar da zevkli bir kızdı, sizinle her yola gelen bir sürtüğe saplantılı bir biçimde aşık olmanız kötü bişey değildi, bu konuda yanlız olmadığıma sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. -sizin aranız çok iyi la yapsan yapsan sen yaparsın bu işi O an ali rıza beyin geçirdiği ilk felci iliklerime kadar hissettim, düzenli seviştiğim kızla bir arkadaşımın arasını yapma sorumluluğu üzerime binmişti, esra ile yaşadıklarımızı anlatamazdım, bir bahane bulup eşeği esradan soğutmam gerekiyordu, +o kız sana gelmez kanka onun sevdiği var -kim? +boşver la sevdiği var işte öğrenip napcan, yol yakınken vazgeç -vayamınagoyum İşte, vayamınagoyum, bütün hayatımızı özetleyen kelime öbeği, her duruma da gidiyordu, kullanırken çok sevdiğim bir kelimedir vayamınagoyum
    29. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu durumdan kimseye bahsetmedim elbette, eşek arada bir beni sıkıştırıyordu, “o istediğini sevsin biz beraber olsak yeter bana” diyordu, o yaşta birisinden aşk konusunda fazla gururlu olmasını beklemek aptallık olurdu, esra da durumdan kıllanmış olmalıydı ki, eşeğin kendisinden hoşlanıyor olabileceğini bana anlatmıştı, bende cevap vermemiştim. Bu şekilde bir kaç hafta geçti. Haziran 2009 Eşekle her gece banyoda dertleşiyorduk, daha doğrusu o anlatıyor ben dinliyordum, haftasonları esra ile çarşıya gitmez oldum, onu kendimden soğutmaya çalışıyordum ama beceremediğim için daha çok bağlanıyorduk, her seferinde esra salyasümük ağlıyordu, serenay sarıkayanın sümüklü halinden omzumda bir tane vardı, eşeğin bana durumu anlatmasından sonra esraya daha çok bağlanmıştım. Sınav dönemi gelip geçmişti, o kafa ile dersleri ben unutmuştum, sınav sonuçları berbattı, en yüksek notum sanırım 50 idi, o da soruları verilen ingilizce sınavı. Bir gün annem beni aradı ve derslerin durumunu sordu, doğruları söyledim, hiç kızmadı, bi beş dakika kadar soğuk rüzgarların estiği bir görüşme yaptık, görüşmenin sonunda “okulla görüştük, naklini aldırdık seneye antalyada okuyacaksın” demişti, yine bana yaprak dökümündeki alirıza görünmüştü, alirızanın ikinci felcini de iliklerime kadar hissettim. Telefon görüşmemiz bittiğinde saco beni yanına çağırdı +güneyli demin antalyadaki okuldan aradılar seni sordular -haberim oldu hocam ne dediniz +çok efendi uslu olduğunu iyi bir öğrenci olduğunu söyledim (suratında piç bir gülümseme vardı) Kendimi yunanistana ittirilen atilla taş gibi hissetmiştim -sağolun hocam Bu gereksiz cümle aslında “iyi bok yedin amınakodumun fetişist orospu çocuğu” demekti, benden başkası anlayamazdı. Odadan çıktım, yüzüm iyice düşmüştü. Tuvalete gittim bir sigara yaktım, o saatten sonra feriştahı gelse o sigarayı söndürmezdim, nasıl olsa okuldan gidecektim, saco sikseler bişey yapmazdı bana. Eşekle esranın arasını yapmayı kafama koydum, nasılolsa gidiyordum, kimseye de gideceğimden bahsetmedim. Ertesi gün sınıfa girdim, yüzümden düşen bin parçaydı, sırama yani esranın yanına oturdum +günaydın -metinle çıkın bence çocuk seni çok seviyor +hö? -metin diyorum çok mutlu olursunuz bence onunla ol. Suratımda bir tokat hissettim, esra tüm gücüyle bir tokat atmıştı, saconunkinin milyonda biri kadar bişeydi ama o an bana ağır gelmişti. Herşey üstüste binmişti, arkadaşımın aşık olduğum kıza aşık olmasına mı yansaydım, bir anda öğrendiğim nakil durumuna mı, yoksa saconun beni atilla taş gibi itelemesine mi. +amınakoyarım senin güneyli ben seni seviyorum Esranın imkanı olsa okuldaki kızları bile elden geçirirdi, zeki kızdı, ağladı, gözyaşlarını silmeye çalıştım izin vermedi, -çok ciddiyim kızım metin senin hak etmeyeceğin kadar çok seviyor seni. Gerçekçi konuşmakta üzerime yoktu, metinin saf temiz sevgisinin yanında esra zalim zengin fakbikatörün şımarık kızı gibiydi, esra hala ağlıyordu, sarıldım. Sınıftakiler benim esraya sarılmamı yadırgamıyorlardı, bu bizim haftada bir iki defa yaşadığımız birşeydi. Bazı hocalar bile buna şahit olmuşlardı. En sonunda esrayı ikna ettim, bana “sen istersen herşeyi yaparım” demişti. Hatrım büyüktü, belliydi, bu sözden etkilenmiştim, ben istedim diye elbette herşeyi yapmazdı ama kimse bir arkadaşı istiyor diye istemediği biriyle birlikte olmazdı. O akşam eşekle esra konuştular, bense uzaktan onları izlerken kahroluyordum, araları olacak gibiydi, esra sadece standart prosedürleri uyguluyordu, gereksiz yere kendini naza çekiyordu. Eşek mutluydu, esra ve ben mutsuzduk, ben nasılsa gidecektim, esra ile eşek zamanla birbirlerini sevebilirlerdi. Kendimi çok çabuk siktir etmiştim. Kendimi siktir etmek konusunda üzerime yoktu. Ali rızanın geçirdiği üçüncü felci de iliklerime kadar hissetmiştim. Kadere inanmam ama sanırım bu hikayenin ferhundesi kaderdi.
    30. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Okulun son günü geldi çattı, karneleri aldık, nakil aldıracağım için saco bütün hocalarla görüşmüş, kırık olan notlarımı 2 yaptırmıştı, okul sıralamasında sondan üçüncüydüm,ilk döneme göre yükselme kaydetmiştim, karneler verildikten sonra bizim sınıfta kimse kalmadı, mutlu piçler gitmişti, esra ve ben kalmıştık, esraya son kez sarıldım,son kez olduğundan esranın haberi yoktu, dudaklarından öptüm, ağladı, başını omzuma yasladı, yutkundum, kendimi tuttum, zar zor ayrıldık. Yurda gittim, akşamdan hazırladığım valizimi aldım, herkesle tek tek vedalaştım, en son saconun yanına gittim +helalleşmeye geldim hocam,bugüne kadar yaptığım hatalarımdan dolayı özür dilerim. Çok dayağını yedim ama okulda sevdiğim sayılı hocalardan birisiydi. -hakkım helal olsun güneyli, Sarıldık, ibne bu sefer sevgi dolu yaklaşmıştı, attığı tokatların altında babacan bir karaktere sahipti. Valizimi alıp okuldan çıktım, yaşadıklarımı dramatikleştirmeyi seviyordum, okula son bi kez baktım, esra okul penceresinden bana bakıp ağlıyordu, son kez el salladım, el salladı, son kez olduğundan haberi yoktu. Yokuşun yarısında durdum, yutkunup duruyordum, herşey üstüste binmişti, esrayı kaybetmiştim, arkadaşlarımdan ayrılacaktım, haberim olmadan ailem okulumu değiştirmişti. etrafta baktım kimse yoktu, yüksekçe bir taş buldum oturdum,telefonumu elime aldım, o yıllarda müptelası olduğum neşet baba’dan “neredesin sen” açtım, bir sigara yaktım, bu sigara after dayak sigarasından daha rahatlatıcı gelmişti, sessiz sessiz ağlamaya başladım. iç anadolunun sikko bir ilçesinde fena sayılmayacak bu yatılı lise benim için hatıralarda kalacaktı, güneyden geldiğim için piç olmam gerekircesine insanlar bilmeden üzerimde baskı kurmuştu, olmuştum. Ergenlik, am ve popülarite üçgeninin içinde benliğimi yitirmiş bir vaziyette gitgeller yaşayarak başladığım lise2, aşk ve arkadaşlık ikilemi arasında bitmişti, kaybeden ben olmuştum.
    31. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      devam edeyim mi kardolar
      0devam et kardo - abcdefgyumusakg 10.04.2015 00:57:44 |#2420461
    32. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kardo et
    33. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sözlükspottaki hikayenin devamı; ertesi gün güneye vardım, evimi, şehrimi özlemişim, o da beni kucakladı hissine kapıldım, otobüsten iner inmez öptüm alanya'nın toprağını, nem kokusunu içime çektim, servise bindim eve gittim, ailemle hasret giderdikten sonra odama uyumaya gittim, yanlız kaldığım ilk anda aklıma o geldi, esra, ayrılık baya bi koymuştu, sanki çayımdaki şeker bir anda yok olmuşçasına herşey aniden anlamsızlaştı, elim bir kaç defa telefona gittiyse de aramaya cesaret edemedim, esra artık başkasınındı, hemde arkadaşımın aşkıydı, çaldır kapat bile yapsam arkadaşıma ihanet edeceğim hissine kapılmıştım, o zamanlar meşhur olan "kalbime gömerim o zaman" şarkısını açtım, bir yandan uyumaya çalışıyor, bir yandan da esrayı özlüyordum, esra da beni özlüyor olabilirdi, ama bu özlem herşeyin başlangıcı gibi geliyordu, yüksek ihtimalle sonsuza kadar bir daha onu göremeyecektim, o yüzden kalbime gömmek en mantıklısıydı.
    34. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu gelgitler içerisinde bok böceği gibi düşünedururken uyuyakalmışım, uyandığımda telefonumda bir yeni mesaj vardı, heyecanla tuş kilidini açtım, ama mesajı okumaya götüm yemedi, bir yandan düşünüyordum "ulan 16 yaşındayım bu yaşadıklarım bana fazla değil mi?" diğer yandan da olgunlaştığımı düşünüyordum, sanki bütün ergenlik sendromlarım tuzla buz olmuş da 25 yaşındaki birisi gibi aşk acısı çekiyordum, ilk tanıştığımda nefret ettiğim kız beni kendine aşık etmeyi başarmıştı, sonra bütün karanlığıma ışık tutarcasına bir ses işittim -oğlum yemek hazır o an annemin sesi içimi o kadar rahatlatmıştı ki anlatamam, onun varlığından güç alıp içimdeki herşeyi söküp atmak istedim. yemekte annem anlamlı ifadelerle suratıma bakıyordu, birşeyler sezmişti ama hiçbişey anlatmadan sahile gittim, belki bir iki göt görürüm de eski abazan günlerime geri dönerek yaşadıklarımın etkisinden çıkarım diye düşündüm.
    35. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu arada hala telefonuma bakmamıştım, yüzerken bi yandan kumsaldaki götlere bakıyor diğer yandan da onu düşünüyordum, zaten onun yüzünden baktıklarımı da göremiyordum ki amk, gözümün seçiciliğini kaybetmesi yüzünden bi ara kendimi yaşlı bir dayının götüne bakarken buldum, o an o eski günlere dönme umudumu da yitirdim. denizden çıkarken dayıya bir selam verdim ve kurulanıp eve gittim, "yanlışlıkla senin götü de kestik kusura bakma" anlamında bir selamdı bu, nerden bilsin amk "sana da iyi akşamlar evladım" diyor. amk dayısı hacca gitmen gereken yaşta slip mayo giyecek ne vardı ki?
    36. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tüm cesaretimi topladım ve eve gider gitmez telefonun tuş kilidini açtım, mesajı okudum. - sağsalim vardın mı? şortumun astarındaki kumlarla orada öylece kalakaldım, 50 kere yazdım sildim, "bir daha bana mesaj atma" diye cevaplamayı bile düşünsem de o akşam o mesaja cevap gitmedi, ertesi sabah mesut yar gibi neşeli bir biçimde uyandım, knight online'a başlama zamanı gelmişti, o oyun bana herşeyi unutturabilirdi, elim refleksif olarak telefona gitti, bir mesaj daha vardı -seni çok özledim o an esraya çok kızdım, arkadaşımın sevgilisi bana böyle şeyler dememeliydi +eşek napıyo o da sağsalim varmış mı? bu mesaj aslında herşeyi anlatıyordu, kızım senin bir sevgilin var, o kişi benim de arkadaşım, ikinizin arasını ben yaptım, sen beni merak edeceğine sevgilini merak et, ona odaklan, onu sev, benden sana hayır gelmeyecek, zaten gidiyorum amk. bu şekilde günde bir mesaj temposu ile bir kaç gün devam ettik, derken günde iki, üç, dört, beş, altı, yedi diye diye 5000 sms paketi yetmemeye başladı, esra dakika da yapmıştı, beni günde iki üç defa arıyordu, sadece havadan sudan konuşuyorduk, bir kez olsun onu özlediğimi ona söylemedim, sürekli eşekten konu açtım, ondan bahsettim, onu sordum, onu anlattırdım, gittikçe esradan uzaklaştım, esra da benden uzaklaşsın diye ona da turist kızlarından oluşan uydurma hikayeler anlattım, aradan bir ay geçmişti ki mesaj tempomuz yine günde üç, iki, bir mesaja düşmştü. konuşmamaya başladık, herşey düzelmeye başlamıştı, yeniden mutlu olmaya başlamıştım, aşk acısı beni teğet geçmişti.
    37. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Dinliyorum kardo reserved
    38. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      takip eden günlerden bi gün çarı pazara bıraktım sahile gittim, sahilde ilkokuldan aysun diye bir arkadaşı gördüm, allah affetsin ama kız benim iki katım kadardı amk, ileri açıldık biraz yüzdük, bana sevgililerinden bahsetmeye başladı, yetmedi sevişme hikayelerine başladı, bana sahildeki eski sevgililerini gösteriyor, bi elemanlara bakıyorum bi aysuna bakıyorum, çocukların üstündeyken öldürmemişsin iyi diyorum, konudan o kadar boğuldm ki okul değiştirme konusuna değindim, okulu değiştirmem sikinde değilmişçesine "gitmeden güzel bir gece geçirmek ister misin?" diye sordu, "charı pazara bırakmıştım elixir satılmıştır" diyerek sahilden çıktım ve koşarak oradan uzaklaştım, eve gittiğimde telefonumda bir yeni mesaj vardı, "esra konuşmak istemiyorum senle anlasana" diye tribe girdim, mesajı okuyunca göt oldum; -qusura bqma choqq yanLısh bshy y@ptm shenn phenm qardeshimsin, diyor. +numaramı nerden buldun siktir git amk kızı -shen siqtr ghit o.Ç. +anamı karıştırma sürtük -aq senin aq aq aq aq aq aq amk kızı yaratıcı da değildi ki küfürleşmeye devam edeyim, siktir edip duşa girdim, çıktığımda bir cevapsız çağrı vardı, bi baktım eşek beni arıyor, "aha" dedim "sıçtık kesin öğrendi ben arkadaşlarımın yüzüne bir daha nasıl bakıcam" diye göt tutuşması yaşamaya başladım
    39. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne olacaksa olsun bitsin diye düşünerek eşeği aradım, -gardaş çok pis kavga ettik la bir an sevinçten ronaldinho dansı yapmaya başladım, eşeği biraz teselli ettikten sonra çara geçtim, elixir harbiden satılmıştı
    40. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    41. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Burdayız hala kardo
    42. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Az bisey kaldi yarin okurum
    43. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      cidden reserved.
    44. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir gün liseden iki arkadaş alanyaya tatile geleceklerini söylediler, iki elim kanda da olsa rus bulmamı istiyorlardı, götten tutuşmaya başladım, foyam ortaya çıkacaktı, bir an önce kız düşürmeyi öğrenmem gerekiyordu, her gün sahile gidiyordum, her akşam beach partylere kaçak olarak takılmaya başladım, kızların yanına gidip dans ediyordum ama gerisi gelmiyordu, bi tanesine en fazla "my name is güneyli im 16 Years old" diyebildim. Büyük gün geldi, Yalçın ve mehmet geldi, aparta yerleştirme işlemleri tamamlandığında büyük soru ile karşı karşıya kaldım, "Ne zaman kız düşüreceğiz?"
    45. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Devam et kardo bekliyorum
    46. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      beklemedeyiz rıza baba.
    47. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sitenin havuzu var bi tane idareten koymuşlar gibi bişey, bizimkiler baktı iki üç tane nefes alan kız var, apar topar havuza indik, amına koduklarım kadın kıtlığının olduğu yerden gelmişler sanki, tatile vereceğin paraya karıya git daha iyi, hem garanti iş hem de o kadar yol çekmeye gerek yok, bunlar terlikleri havuz başına kadar getirdiler, terliği çıkarıp havuza bombalama atlıyorlar, yaşlı bir dayı yanımıza geldi, lan diyorum bu adamı biyerden tanıyorum ama nerden, -şşt delikanlı bu terlikleri istersen havuza soksaydın. diyor herif arkasını dönüp gitti, bi baktım bu göt o göt, huyumdur amk gördüğüm bi götü unutmuyorum ben ne yapayım, slip mayo giyen dayıydı bu, ikinci kez karşılaşmamız hiç hayra alamet gelmiyordu, endişelendim ama belli etmedim.
    48. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      akşamüzeri rakı içelim dedik, 50lik rakı aldık ayıptır söylemesi, eve geldik mezeler falan da hazır, alanya'da o saatlerde denizden bir rüzgar eser ki, bu rüzgarın güzelliğini hiçbir şair anlatamaz, hafif serin, yumuşak yumuşak rüzgar da esiyor, sanki şortların arasına girmek için esiyormuşçasına şortun içinden içinden esiyor, rüzgar ve rakı güzel bir ikili oluşturmuştu, bizimkiler pek alkol almadıkları için birer duble içip içeri geçip yattılar, 50lik rakı ile başbaşa kalmıştım, sanırım üçüncü dubledeyken telefona bir mesaj geldi. -eşekle ayrıldık güneyli. aşkın kısır döngüsünün içerisine girmiş gibiydim, cevap yazmayı çok istedim, yazsam ne yazacaktım ki, gelin olmuş gidiyorsun şarkısını onun için söyleyeli bayağı olmuştu. sanki o da benim için ayrılmışçasına bana haber veriyordu. elimdeki bardağı hızlıca kafaya diktim ve cevap yazmamaya karar verdim. dördüncü duble bittikten sonra insanın sarhoş kafa ile doğru kararlar alamadığını düşündüm, bunu bana ilk sevişmemizden sonra esra söylemişti, ben de iki bira ile sarhoş olunmadığını söyleyerek ona doğru bişey yaptığımızı anlatmaya çalışmıştım, şimdi yazarken düşünüyorum da o yaşta sevişmek kelimesini yaşamış olmak enteresan birşey hakikaten, bir litvanyalı değiliz sonuçta. +bana söylemek için can atıyor gibi bir halin var sanki? gönderdikten sonra anlık bir pişmanlık yaşadım, mastürbasyon sonrası pişmanlık gibi birşeydi, etkisi geçince esra'ya olan aşkım da deniz kabuğunun içinden çıkan inci gibi parıl parıl parlamaya başladı. bir yandan mesaj bekliyorum diğer yandan rakıya vurdukça vuruyorum, az çok alkol ile aram iyiydi. zaman geçmek bilmiyordu, sanki o tatlı rüzgar yerini cehennem sıcaklarına bırakmıştı, yarım saat bi saat kadar geçtikten sonra -zaten sen istediğin içindi herşey, bitti, ama istersen yine aynı şeyi yapabilirim +istemiyorum -peki sen ne istiyorsun güneyli +lanet olsun ki ben ne istediğimi bilmiyorum -... bir keresinde "insan birisini seviyorsa bunu ona illa düzgün cümleler kurarak söylemesine gerek yok, üç nokta bunun için yeterli" demiştim esra'ya, o da bana o akşam noktalarla dolu bir mesaj atmıştı, 3 4 sayfa sırf nokta ile doluydu. o an kaçıncı dublede olduğumu unutmuş bir vaziyette elimdeki dubleyi bir behzat ç. havasında fondipledim. aradan beş dakika ya geçti ya geçmedi içeri geçtim yattım.
    49. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      insanın sarhoşken yanlış kararlar aldığı gerçeğini mesaj atmamaya karar verdikten daha sonra farketmiş olmamın farkına vararak, ikinci yaptığımın esas yanlış karar olduğunu anladım. bunu da şişe bittikten sonra anlamış olduğum için çok önemsemedim, o an için neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veremedim, hala da veremiyorum, resmen bir çeşit insception yaşıyordum, siz olsanız ne yapardınız hakikaten merak ediyorum.
    50. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kardo nerdesin hala beklemedeyiz
    /